Fabl Nedir?Hayvanlar ya da cansız varlıklar arasında geçen bir olayı, çoklukla manzum olarak anlatan ve öğüt veren yazılara fabl denir.
Fabl türü eğitim ve öğretimde çokça kullanılır. Konu oldukça kısadır. Kahramanlar insan karakter ve davranışlarına sahip hayvan, bitki ve cansız varlıklardır.
Eski Türk Edebiyatında kıssadan hisse adı verilen bu türün örneklerine Sadi’nin Bostan ve Gülistan ve Mevlana’nın Mesnevisinde de çokça rastlanır.
Eski Edebiyatımızda fabl türünün en bilinen eseri 15. Yüzyıl şairi Şeyhî’nin Harname isimli eseridir.
Dünya Edebiyatında bu türün tanınmış isimleri Ezop ve Lafonten’dir (La Fontaine).
Hint yazarı Beydaba’nın fabl türündeki önemli ve tanınmış eseri Kelile ve Dimne’dir.
Edebiyatımızda Tanzimat döneminde Şinasi önce Lafonten’den tercümeler yapmış sonra kendisi de fabl türü eserler ortaya koymuştur. Orhan Veli Kanık ve Sabahattin Eyüboğlu’nun Lafonten’den yaptığı tercümeler de önemlidir.
Günümüzde özellikle çocuklara yönelik eser veren yazar ve şairlerimiz fabl türüyle birbirinden güzel ürünler ortaya koymaktır.
Keçi=İnatçı
Kedi=Nankör
Tilki=Kurnaz
Koyun=Uysal-Sakin
Yılan=Sinsi
Kartal=Aptal
Karınca=Çalışkan
Ağustos böceği=Tembel
Papağan=Geveze
Köpek=Sadık
At=Hizmetkar
ÖRNEK HİKAYE
LEYLEĞİN AKLI Güvercinin biri yüksek bir hurma ağacına yuva yapmıştı. Orada yumurtluyor, yavrularını orada besliyordu. Güvercinin böyle yüksek bir ağaçta yavru beslemesi çok zor oluyordu.
Hayvancağız yavrular yavrulamaz bir tilki geliyor, güvercini korkutuyordu:
-Ya yavrularını aşağı at ya da ağaca tırmanıp hepsini yok edeceğim, diyordu.
Güvercin korkudan tir tir titriyor, yavrularını aşağı atıyordu. Tilki de afiyetle onları yiyordu.
Güvercin yine yumurtlamış, korku içinde yuvasında büzülüp kalmıştı. O sırada bir leylek gelerek güvercine selam verdi, hatırını sordu. Üzüntülü olduğunu görünce, bunun sebebini sordu. Güvercin olanları aynen anlattı. Bunun üzerine leylek:
-Bak sana bir akıl öğreteyim. Tilki yine gelirse dersin ki, ben artık sana yavrularımı atmayacağım. Çıkabilirsen çık al. Beni ele geçiremezsin. Ben uçar kurtulurum, ancak yavrularımı alabilirsin.
Bu sözleri söyledikten sonra leylek uçup gitti. Bir su kıyısına kondu. Tilki yeniden hurma ağacının altına geldi. Bağırıp çağırdı. Güvercinden yavrularını istemeye kalkıştı. Güvercin leyleğin kendisine söylediği sözleri tilkiye söyledi...
Tilki:
-İyi ama, dedi, bu aklı sana kim öğretti?
Güvercin:
-Kim olacak, leylek.
-Ben ona şimdi kim olduğumu göstereyim de anlasın, dedi.
Irmak kıyısına koştu. Leyleği görünce ona yaklaştı.
-Leylek, dedi. Söyle bakayım, rüzgâr sağdan eserse ne yaparsın, soldan eserse ne yaparsın, başını hangi yöne çevirirsin?
Leylek:
-Sağdan eserse başımı sola, soldan eserse sağa çeviririm.
Tilki:
-Ya dört yönden rüzgâr eserse?
Leylek:
-O zaman başımı kanatlarımın arasına alırım.
Tilki:
-Bu işi nasıl yaparsın? İnanmam doğrusu. Böylesini hiç görmedim. Siz kuşlar öteki hayvanlardan daha akıllısınız herhalde...
Leylek, tilkinin bu konuşmasından çok memnun kalmıştı.
-Bak yapayım da, bir kere de sen gör.
Leylek başını kanatlarının arasına aldı. Tilki hemen leyleğin üzerine atıldı. Leyleği boğdu.
Tilki:
-Ey kendinin düşmanı, dedi. Güvercine akıl veriyorsun da, kendin neden akıllı olmuyorsun? Bak düşmanın seni avladı.
LA FONTEN'İN HAYATI
Lafonten Doğum tarihi : 8 Temmuz 1621
ölüm tarihi: 13 Nisan 1695 Paris
Fransız şair ve yazar olan Lafonten yazdığı fabl eserleri ile tanınmıştır. Varlıklı bir Ailenin çocuğu olan Lafonten Paris'te kolejde okuyup hukuk tahsili yaptı. Papaz yetiştirilmek istenildi. Lise de kiliseden ayrıldı. Okul hayatında başarılı bir öğrenci olamadı. Gençliğinde baba mesleği olan orman ve Su kanalları işleriyle uğraştı. Çeşitli memurluklarda bulunmuş, düzensiz bir hayat yaşamıştır.
1673 senesinde Madam de la Sablière'nin himayesine girerek burada ilim adamları, felsefeciler ve yazarlarla tanıştı. İlk masallarını burada yazdı. Çağdaşları, La Fontaine'i bir masal yazarı olarak görüyorlardı. Halbuki La Fontaine, yazdığı masallarda Dede Korkut masallarındaki üslupla hayvanlara Ahlaki karakterler vererek onların şahıslarında bazı insan karakterlerini tenkit etmiş, bir ahlak dersi vermiştir. Buna edebiyatta teşhis ve intak sanatı denir. La Fontaine'in bu hususiyeti çok geç fark edilmiştir. Eserlerinde sadelik ve açıklık görülür. Konuşma şeklinde akıcı şiirleri, hayvanlar üzerinde tenkitleri, incitmeden iğneleme usulleri ile Fransız edebiyatına büyük eserler kazandırmıştır.
Lafonten masallarındaki konular, şark klasiklerinden alınmadır. Lafonten'den çok önceleri yazılmış Beydeba'nın Kelile ve Dimne eserindeki hikâyelerin 18 tanesi, bu Fransız edebiyatçısı tarafından şiir şeklinde tekrarlanmıştır. Masalları çoğunlukla herkesin anlayabileceği bir şekilde yazılmıştır. Lafonten'in Canlı, hızlı, incelik ve nükte dolu bir anlatımı vardır. Kişilerini hemen daima hayvanlar arasından seçerse de bazen insanları, bilhassa köylüleri de olaylara karıştırır. Sık sık bahsettiği hayvanlar aslan, kurt, tilki, eşek ve horozdur.
Lafonten, kötüyü göstererek iyinin ne olduğunu anlatmaya çalışmıştır. Ancak şiirlerini okuyan çocuklarda herhangi bir açıklama yapılmazsa tam ters etkinin hasıl olduğu da bir gerçektir.
238 adet toplam masalı bulunmaktadır. Bu masallar 12 kitapta toplanmıştır. 1668'de basılan ilk altı kitabında 124 masal vardır ve bunlar birinci cildi meydana getirir. İkinci cilt 1678'de basılan beş kitaptır. En son 1694'de bastırdığı üçüncü cilt ise tek kitaptan ibarettir.
Lafonten, roman ve piyes de yazmıştır. Nakaratlı uzunca şiirleri ve şiirli mektupları vardır. Hadım, Gülünç Macera, Floransalı, Büyük Maşrapa, Köy Sevdaları komedi türündeki eserlerindendir. Contes (Kont) isminde şiirli hikâyeler eserinden dolayı Fransız Akademisine kabul edildi.13 Nisan 1695'te Paris'te öldü. Eserleri birçok dile tercüme edilmiştir.