Karşıt
(zıt) Anlamlılık: Bir Cümlenin karşıt anlamı saptanırken, karşıtı
saptanacak kelimenin cümledeki anlamı göz önünde bulundurulmalıdır.
Anlamları birbirine karşıt olan sözcüklerdir.
Olumsuzlukların karşıtı yoktur. Yani Sözcüğün olumsuzu onun zıttı değildir.
Ak – kara
İyi – kötü
Güzel – çirkin
Temiz – kirli
Sıcak – soğuk
Büyük – küçük
Temel Anlam:
Sözcüğün herkesçe bilinen ve akla gelen ilk anlamıdır. Sözcüğün cümle
içerisindeki anlamı değil de bize söylendiğinde aklımıza gelen ilk
anlamıdır. Buna aynı zamanda gerçek anlam da denir.
Yan Anlam: Sözcüğün
gerçek anlamıyla bir benzerliği olması kaydıyla başka anlama
gelmesidir. Bir sözcüğün birden çok yan anlamı bulunabilir.
Örnekler:
Evin üç kanatlı bir demir kapısı vardı. (yan anlam)
Uçağın kanadı çatlamış. (yan anlam)
Burada uçağın o kısmına kanat denmesinin nedeni işlev ve görünüm bakımından kuşun kanadına benzemesidir.
Örnekler: “Yan anlam”
Çekmecenin gözüne toz kaçmış.
Dağın eteğinde bir kulübe var.
Takımın sağ kanadı bugün çok aksadı.
Mecaz Anlam: Bir benzerlik ya da anlam ilişkisine dayalı olarak bir sözcüğü başka bir sözcük yerine kullanmaktır.
Mecaz anlamlı sözcükler gerçek anlamı düşündürmezler.
Eğer bir sözcük somuttan à somuta gidiyorsa yan anlam
Sözcük Somuttan à Soyuta gidiyorsa mecaz anlamdır.
Ayrıca bir sözcük gerçek anlamı düşünüldüğünde saçma bir anlam veriyorsa yine mecaz anlamdır.
Mecaz anlamlı sözcükler genellikle soyut nitelik kazanır.
Mecaz anlamlı sözcükler Başka bir sözcüğün yerine kullanılır.
Mecaz anlamlı sözcükler Gerçek anlamını yitirir
Mecaz anlam sadece sözcük düzeyinde değil, tamlama, deyim, argo ve cümle düzeyinde de görülebilir.
Örnekler:
Arkadaşıma yine göz değmiş.
Sert birine benziyorsun.
O ne yüzsüz biriymiş.
Davranışlarından oldukça ağır biri olduğu belli.
Örnek Soru: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük mecaz anlamı ile kullanılmıştır?
At üstünde bir gelin göründü.
Gelecek hafta onunla görüşecek.
Çocukları uyutmak için gitti.
Boş sözlerle herkesi sıktı.
Akrabalarını görmek için gitti
Cevap:”D”
Benzetme
(Teşbih): Sözcüklerin aralarındaki ortak özelliğe dayalı olarak
kavramlardan birini diğerine benzetmektir. Benzetmede dört öğe vardır:
Benzeyen
Kendisine benzetilen
Benzetme yönü
Benzetme edatı
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Örnek Soru:
1. O yer buraya bir hayli uzaktır.
2. Biz görmeyeli burası epeyce değişmiş.
3. Toplantıya herkes katılmış.
4. Annesi en büyük elmayı ona verdi.
5. Hastanın durumu gittikçe düzeliyor.
Numaralanmış cümlelerin hangisindeki altı çizili sözler anlamca birbirine en yakındır?
A.) I ve II B.) II ve III C.) III ve IV D.) IV ve V E.) II ve V
Çözüm : “bir hayli” ve “epey” sözcükleri anlamca birbirine en yakındır. Cevap: “A”
Terim Anlam:
Bir
bilim, sanat, spor, askerlik ya da meslek dalıyla ilgili özel ve
belirli bir kavramı anlatan sözcüklere denir. Her dalın ya da mesleğin
kendine özgü terimleri vardır.
Örnekler:
Matematik: Açı, toplama, bölme, çıkarma… Vs.
Coğrafya: Plato, ova, meridyen, paralel, çizgisel hız… Vs.
Eş Anlam: Yazılışları
ve okunuşları farklı olmasına rağmen aynı anlamı karşılayan
sözcüklerdir. Eş anlamlı sözcükler her zaman birbirinin yerine
kullanılmaz. Özellikle atasözleri ve deyimlerde kullanıldığı zaman
bütünlüğü bozar ve atasözleri ve deyimler söylendiği gibidir değişmez.
“ Ak akçe kara gün içindir.” Ak yerine beyaz kullanamayız.
Sene – yıl
Kara – siyah
Ak – beyaz
Al – kırmızı
Elem – keder
Tasa – üzüntü
Çok Anlamlılık: Bir cümlenin kullanımına göre çeşitli anlamlar kazanmasına denir.
“Bağ” Sözcüğünün cümlede hangi anlamda kullanılabileceğini inceleyelim:
Bağ = Sargı
Bağ = engel
Bağ = ilişki
Bağ = Deste
Bağ = Doku
Bağ = Düğüm
Bağ = İlgi
Bağ = Soy
Yarasının bağını değiştirdi.
Yürümesine, çocuk ayak bağı oluyordu.
Pazardan iki bağ maydanoz aldı.
Ailesiyle olan bağlarının geliştirdi.
İyonik bağ kimya konusudur.
Sözün ile yaptığın arasında bir bağ kuramıyorum.
Ad Aktarması (Mecaz-ı Mürsel): Benzetme amacı güdülmeden neden-sonuç gibi türlü ilişkilerle bir sözü başka bir söz yerine kullanmaktır.
Örn: Birden bağırdı Anadolu.
Bir sözcüğün mecaz-ı Mürsel olabilmesi için benzetme amacı olmamalı.
Sözcük gerçek anlamı dışında kullanılmalı.
Bir söz başka bir söz yerine kullanılmalıdır.
Güzel Adlandırma:
Güzel adlandırma Bir Mecaz-ı Mürsel dir. Toplumda anıldıklarında korku,
diskindi uyandıran kavramları daha güzel sözcüklerle anlatmaktır.
Örn: Onun ince hastalığa yakalandığını öğrenince çok üzüldüm. (İnce hastalıkla anlatılmak istenen “verem” hastalığıdır.)
Dolaylama: Bir Sözcükle anlatılabilecek bir kavramın birden fazla sözcükle anlatılmasıdır.
Örnekler:
Kaleci – File bekçisi
Kömür – kara elmas
Kıbrıs – yavru vatan
****** – ulu önder
Pamuk – beyaz altın
Futbol topu – meşin yuvarlak
Askerlik – vatani görev
Sinema – beyaz perde
Somut Anlam: Beş duyudan herhangi biriyle algılayabildiğimiz sözcüklerin anlamına denir.
“kalem, defter, çiçek… Somut anlamlıdır.”
Soyut Anlam:
Beş duyumuzla algılayamadığımız kavramlara denir. Bu kavramlar
algılayamayan, ölçülemeyen, maddi biçimde olmayan kavramlardır.
Soyutlama: Bazı Somut anlamlı sözcükler, anlam genişlemesi yoluyla soyut anlam kazanır. Buna soyutlaştırma denir.
Örn: Trafik sorununa çözüm yolu aranıyor.
Somutlama: Soyut bir sözcük anlam genişlemesi yoluyla somut bir anlam kazanabilir. Buna Somutlama denir
Örn: Aşağıda gezen bir güzel gördüm.
Eş Sesliler
Yazılışları aynı anlamları farklı olan sözcüklerdir. Sesteş sözcükler gerçek anlamlı olmalıdır.
Kalem böyle çalınmıştır yazıma.
Yazım kışıma uymaz kışım yazıma.
Deyimler:
İki
ve daha fazla sözcükten oluşan, sözcüklerden en az birisinin mecaz
anlama geldiği ve genellikle eyleme dayalı olarak kurulan söz
gruplarına deyim denir.
Deyimler çoğunlukla mecaz anlamda kullanılır.
Üç aydan beri bana oyun oynuyorsun.
İşte onu karşımda görünce yine nutkum tutuldu.
Deyimlerin Özellikleri:
Deyimi oluşturan sözcükler arasına başka bir sözcük getirilemez. Girerse anlam etkisi azalır.
Deyimi oluşturan sözcükler bir başka sözcükle yer değiştirilemez.
Deyim oluşturan sözcükler birbiriyle yer değiştiremez.
Deyimler
çoğunlukla yargı bildirmez. Deyimlerin çoğu cümle şeklinde değil mastar
şeklinde kalıplaşmıştır. “eli açık olmak” ; “ göz koymak”
Cümle değeri taşıyan deyimler de vardır. “Atı alan Üsküdar’ı geçti.”
Atasözleri
Asırlardan beri söylenerek gelen, özlü bir anlamı olan ve bir öğüt ifadesi taşıyan sözlerdir.
Kısa ve özlüdür. “Eden bulur”
Tecrübeye dayalıdır. “Dost ile ye iç, alıveriş etme.”
Çoğunlukla mecaz anlamlıdır. “Aç ayı oynamaz”
Bazı Atasözleri gerçek anlamlıdır. “Bu günün işini yarına bırakma.”
Yansıma Sözcükler:
Doğa
olaylarının ya da doğadaki çeşitli varlıkların seslerinin taklit
yoluyla oluşmasıdır.Yansıma sözcükler sese dayalı sözcüklerdir.
Küt, yak, pat, çat, kırt, hav, me, miyav, güm, şır gibi kelimeler yansıma sözcüklerdir.